Blog Arşivleri

Bir Aşk Hikayesi 12. bölüm 13 Temmuz 2012 izle Fox Tv 13.07.2012

Bir Aşk Hikayesi 12. bölüm kesintisiz izle, Bir Aşk Hikayesi 12. bölüm fragmanı izle, Bir Aşk Hikayesi 13.07.2012 tek parça izle, Bir Aşk Hikayesi 13 temmuz 2012 donmadan izle, Bir Aşk Hikayesi 13.07.2012 full hd izle, Bir Aşk Hikayesi fox tv de izle, Bir Aşk Hikayesi yeni bölüm tv arsivi izle, Bir Aşk Hikayesi dizisi fragmanı izle, Bir Aşk Hikayesi 13 temmuz son bölüm özeti izle, Bir Aşk

Bir Şarkısın Sen 14 Temmuz 2012 izle ATV 14.07.2012

Bir Şarkısın Sen izle, Bir Şarkısın Sen yeni sezon izle, Bir Şarkısın Sen yarışması 14 temmuz 2012 izle, Bir Şarkısın Sen 14 temmuz bölüm tekrarı izle, Bir Şarkısın Sen 14.07.2012 kesintisiz izle, Bir Şarkısın Sen 14 temmuz tek parça izle, Bir Şarkısın Sen 14.07.2012 full hd izle, Bir Şarkısın Sen 14 temmuz bölüm tekrarını izle, Bir Şarkısın Sen sorunsuz izle, Bir Şarkısın Sen 14 temmuz bölümü

Blog yazarları arasında nasıl bir ilişki olmalı?

Bloglar, şu bloglar yok mu? Okudukça içinde kaybolduğumuz, yazarını gülümseten cümlelere eksiksiz bizimde katıldığımız bloglamalar… Evet, blog dünyası benim açımdan oldukça eğlenceli bir dünya, eğlenceli ve farklı. Çünkü o kadar çok şey yazılıyor ki; kimi hayatından bir kesit anlatıyor, kimi birilerine laf sokuyor, kimi adet dönemini anlatıyor, kimi ilk yaşadığı ilişkiyi, kimi bugün kırdığı kalpleri yazıyor. Böyle işte, oldukça farklı, okudukça keyif alıyorum. Benden size bir tavsiye daha, bol bol gazete-kitap-dergi okuyun ama bol bol blog daha çok okuyun.
blog, blog yazarı

Ama bu dünyada eksik gördüğüm bir kaç şey var; Blog yazarları arasındaki iletişim sıkıntısı, destek sıkıntısı filan işte. Bunlar olmazsa bu blog sayfalarımız nasıl ayakta kalır arkadaşlar? Elimden geldiğince bunun detaylarını vermeye çalışıyorum zaten sayfamda, sadece tanıdıklarımız değil tanıdık tanımadık kim varsa gelmeli diye düşünüyorum. Bu yüzden de farklı teknikleri elimden geldiğince yazmaya çalışıyorum sizlere. Peki bize tam olarak düşen görev ne derseniz…?
Bir blog yazarı blog kankasına nasıl sahip çıkmalı, aralarındaki ilişki nasıl olmalı? Birbirimizi hiç tanımıyor olabiliriz ama var olduğumuzu biliyoruz. Bu yüzden öncelikle blog sahibi kim olursa olsun, eğer vakit ayırıp bloğunu bir şeyler döktüyse bunun bir karşılığını almalı bence. Beğenseniz de beğenmeseniz de mutlaka ama mutlaka en kötü ihtimalle bir yorum düşün; bu hem blog sahibini sevindirecek hem de GOOGLE’ı, evet ciddiyim. Google bunu istiyor zaten, ne kadar çok yorum o kadar değer.
Bir diğer husus ise, örneğin şu günlerde gündemde olan Hürriyet yazarkafe.com servisi. Buraya üye olanların blog sayfalarında Bumerang Şablonları adında bir zımbırtı yer alıyor, almak zorunda yoksa üyelikler olmaz zaten. İşte bu şablonları gördüğünüzde, bir tanesine mutlaka ama mutlaka tıklayıp açılan sayfada bir kaç saniye gezin. Bu çok mu zor? En fazla üç beş saniye ya, taş atıp kolunuz mu yorulacak arkadaşlar? Biliyorum, isterseniz bin kez okuyun bu yazdıklarımı yine faydası yok ama belki bir iki duyarlı arkadaş çıkar ve blog yazarları dünyasında yavaş yavaş, damlaya damlaya bir göl oluşturmayı başarabiliriz.
Yine aynı durum blog sayfalarınızda yer alan çeşitli reklamlarınız için de geçerli ama ben bunu tavsiye etmek istemiyorum. Örneğin Adsense’i ele alacak olursak, adamlar öyle sıkılaştırmışlar ki işi; ziyaretçinizin sayfanıza girdiği andan itibaren mouse hareketlerini bile takip ettiklerini duyurdular. Bu harika bir olay benim için, imkansızlık bakımından, gerçekten dudak uçuklatıcı. Bence bunu yapmamakta her zaman yarar var zira artık kolay kolay kabul edilmiyor Adsense başvuruları, nitekim ilerde çok büyük bir sıkıntı olacak bu; emperyalist güçlerin Orta Doğu’da petrol arayışı içine girmesi gibi web site sahipleri de Adsense için kan dökmesinler? Aman Allah’ım, bu bir felaket olurdu, düşünsenize (:
Blog yazarının blog yazarından başka dostu yoktur bence, ziyaretçiler sadece davetsiz misafirlerdir. Bu yüzden sırtımızı birbirimize yaslayıp hep birlikte yola devam etmekte yarar var…Blog yazarları arasında nasıl bir ilişki olmalı?

İzlenesi bir film: HUGO

Uzun zaman olmuştu film izlemeyeli, artık üşeniyor ya da sıkılıyorum film izlerken dediğim şu günlerde “bugün bi film izlesem iyi olacak!” dedim. Brain Selznick’in sihir temalı çocuk romanından beyaz perdeye uyarlanan “HUGO – Hugo Cabret” filmini izledim sonuç olarak.

Bir filmin ilk dakikalarından anlarsınız ya o filmin ilerleyen dakikalarının nasıl seyredeceğini, ya bu film izlenmez deyip yeni bir filme geçersiniz ya da merakla olacakları beklersiniz. İşte bu film; merakla olacakları bekleyeceklerinizden birisi. Aksiyon yok, silahlar yok, kavga dövüş yok, korku yok… Ancak çok güzel bir felsefi içerik var. Küçük bir çocuk ve onun küçük dünyası… Babasının bir müzeden aldığı eski bir otomatonu (eski bir tür robot) onarmaya başlamasıyla start alıyor her şey. Çok geçmeden babası ölüyor ve o makinadan babasının bir mesajını alacağına inanıyor HUGO CABRET. Zaman içinde onarmaya kendi başlıyor, küçük bir defter rehberi oluyor bu süreçte. Babasından kalan otomaton’un çalışma ya da çalıştırılma yollarını ele aldığı bir defter. Daha sonra bu defteri hırsızlık yaparken bir saatçiye kaptırıyor, saatçi de bir zamanların en ünlü sinema oyuncusu, yönetmeni, yazarı.
İşler biraz karışıyor sonra; film anlatmayı pek sevmiyorum yazılarımda, izlediğinizde devamını görürsünüz deyip filmin beni en çok etkilyen küçük bir bölümünün aktarmak istiyorum. Bir kaç cümleden oluşan harika bir bölüm…
Saat kulesinin tepesinde HUGO ve arkadaşı Paris’in gece silüetini seyre dalar, burada beni etkileyen ve belki de hayatımın geri kalanında kendime ve çevremdekilere hep aktaracağım bir kaç sözü HUGO arkadaşına söyler: “Babam öldükten hemen sonra, buraya sık gelir oldum. Tüm dünyayı büyük bir makine olarak hayal ederdi. Makineler asla yedek parçaları ile gelmezler. Çalışmaları için ne gerekiyorsa o vardır. Dünya koca bir makineyse, ben o makinenin yedek parçası olamam. Burada olmamın bir sebebi olmalı, senin de burada olmanın bir sebebi olmalı.”
Evet, hepimizin burada olmasının bir sebebi olmalı; Bence hepimiz tüm insanlık adına buradayız; zulme karşı durmak için mesela, açlığa ve yoksulluğa göz yummamak için mesela, çocukların artık ağlamadığı bir güne merhaba diyebilmek için mücadele etmek gibi mesela, üşümeyen çocuklar görmek için mesela. Çoğaltabiliriz bu acı sözleri, Hugo Cabret’in dediği gibi hepimizin bir görevi olmalı mesela!
İzlenesi bir film: HUGO

Aşk Bir Hayal 1. bölüm İzle 25 Eylül

[starttext]

Aşk Bir Hayal 1. Bölüm,Aşk Bir Hayal 1. Bölüm izle,Aşk Bir Hayal 1. Bölüm izle,online Aşk Bir Hayal 1. Bölüm izle,kesintisiz Aşk Bir Hayal 1. Bölüm izle,full Aşk Bir Hayal 1. Bölüm izle,tek parça Aşk Bir Hayal 1. Bölüm izle,Aşk Bir Hayal 25 eylül izle,Aşk Bir Hayal dizisi izle,Aşk Bir Hayal izle,Aşk Bir Hayal
[endtext]Aşk Bir Hayal 1. bölüm İzle 25 Eylül

Bir Bulut Olsam 18. Bölüm izle 1 ekim

[starttext]

bir bulut olsam 18. Bölüm,bir bulut olsam 18. Bölüm izle,bir bulut olsam 18. Bölüm izle,online bir bulut olsam 18. Bölüm izle,kesintisiz bir bulut olsam 18. Bölüm izle,full bir bulut olsam 18. Bölüm izle,tek parça bir bulut olsam 18. Bölüm izle,bir bulut olsam 1 ekim izle,bir bulut olsam dizisi izle,bir bulut olsam izle,bir bulut olsam
[endtext]Bir Bulut Olsam 18. Bölüm izle 1 ekim