Ne Çıkarsa Bahtına 16 temmuz 2012 izle Flash TV 16.07.2012

Ne Çıkarsa Bahtına sinem yıldız izle, Ne Çıkarsa Bahtına sabah programı izle, Ne Çıkarsa Bahtına 16-07-2012 full hd izle, Ne Çıkarsa Bahtına 16 temmuz bölüm izle, Ne Çıkarsa Bahtına 16 temmuz 2012 izle, Ne Çıkarsa Bahtına yeni bölüm izle, Ne Çıkarsa Bahtına bugünkü bölüm tvarsivi izle, Ne Çıkarsa Bahtına 16.07.2012 seyret Bir gülümsemeyle başlar her şey… Ne Çıkarsa Bahtına’da yalnız kalpler,

Bu hafta sinemalarda ne var? 12 Temmuz 2012

Yeni filmler vizyona giriyor.Buyrun bakın bu hafta hangi filmler vizyona giriyor.

Graystone (Tımarhane)
Gösterim tarihi: 13 Temmuz

Şehir efsanesine göre artık kullanılmayan bir tımarhanede doğaüstü olaylar yaşanmaktadır. Ruhlar burada gezmektedir. Oliver, Alex ve Antonella isimli üç arkadaş bu olayı araştırmak için tımarhaneye girerler. Sonunda hiç beklemedikleri olaylarla karşı karşıya kalırlar. Filmin çekimleri Blair Witch gibi yapılmış.

Savages (Vahşiler)
Gösterim tarihi: 13 Temmuz

Bu haftanın en çok dikkat çeken filmi Savages yani Türkçe adıyla Vahşiler ünlü yönetmen Oliver Stone un imzasını taşıyor. Oyuncu kadrosunda ise Taylor Kitsch, Blake Lively, Aaron Johnson, John Travolta, Benicio Del Toro ve Salma Hayek gibi ünlü isimler yer alıyor. Film, Ben ve Chun isimli iki arkadaşın mükemmel hayatlarını Meksikalı Baja Cartel in mahvetmesini ele alıyor. Yapım Don Winslow un ünlü romanını temel alıyor.s

This Must Be the Place (Olmak İstediğim Yer)
Gösterim tarihi: 13 Temmuz

Ünlü oyuncu Sean Penn in oynadığı film Cheyenne isimli eski bir Rock yıldızının hikayesini ele alıyor. 30 yıldır babasını görmeyen Cheyenne, babasının ölümü yüzüne New York’a geri döner. Ancak babasının 2. Dünya Savaşı ndaki sırrını öğrenir ve bunun peşine düşer. Filmin yönetmen koltuğunda ise Paolo Sorrentino yer alıyor.

ATM
Gösterim tarihi: 13 Temmuz

David Brooks un yönetmenliğini üstlendiği filmde; David, Emily ve Corey isimli üç gencin para çekmek için uğradıkları ATM de kilitli kalmaları ve dışarıda işlenen cinayetlere tanık olmaları konu ediliyor.
İlgili Aramalar:bu hafta vizyondaki filmleri,bu hafta vizyona girecek filmleri,atm filmi,This Must Be the Place,olmak istedeğim yer,savages,vahşiler,graystone,tımarhane,13 temmuz vizyona girecek filmler

Ne Çıkarsa Bahtına 13 temmuz 2012 izle Flash TV 13.07.2012

Ne Çıkarsa Bahtına sinem yıldız izle, Ne Çıkarsa Bahtına sabah programı izle, Ne Çıkarsa Bahtına 13-07-2012 full hd izle, Ne Çıkarsa Bahtına 13 temmuz bölüm izle, Ne Çıkarsa Bahtına 13 temmuz 2012 izle, Ne Çıkarsa Bahtına yeni bölüm izle, Ne Çıkarsa Bahtına bugünkü bölüm tvarsivi izle, Ne Çıkarsa Bahtına 13.07.2012 seyret Bir gülümsemeyle başlar her şey… Ne Çıkarsa Bahtına’da yalnız kalpler,

Adsense tıklama başına ne kadar veriyor?

Bu aralar duymaktan bıktığım, ama düşünmekten bıkmadığım bir konu da bu arkadaşlar. En çok güvendiğimiz en çok kazandıran gelir kapımız olan Adsense, acaba tıklama başına bize ne kadar ödüyor? Sabit bir miktar var mı yoksa kafalarına göre mi bu miktarları veriyorlar? Bu tip soruların yanıtlarını aramaya çalışalım…
Adsense, bildiğiniz gibi tıklama başına Şme yapan bir reklam platformu. Siz web sayfanızda yayınlanan reklamlardan birine tıklandığı zaman Adsense’in size ne kadar para Şdiğini merak ediyor olabilirsiniz. Hesap yönetim panelinizden tıklama başına ortalama olarak ne kadar geldiğini tahmini bir düzeyde tahmin edebilirsiniz fakat hangi reklamdan tam olarak ne kadar geldi bunu çözümlemek oldukça zor. 
Bende bu alanda kendimi yetersiz hissetmemle birlikte kendimce bir kaç tahminimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Eğer kesin olarak bilgi sahibi olan çıkarsa elbette yorum olarak düşebilirsiniz bilgilerinizi. Şöyle diyebilirim; Adsense, anlaşılması zor bir sistem yani bir gün bakmışsınız 100 tıklamaya 6 dolar vermiş, bir gün bir bakmışsınız 50 tıklamaya 10 dolar vermiş. Bunu da şöyle açıklayabilirim sanırım, reklamların kalite düzeyleri ile alakalı bir durum bu. Yani bir gün kaliteli bir firmanın çıkıp Adsense’e tıklama başına Şdiği parayı yüksek vermesi bizim de kazancımızı arttıracaktır. 
Bu zamana kadar okuduğum bilgiler ışığında; bazı konuların daha çok getirdiği bazı konuların ise çok az getirdiğini vurgulayanlar oldu. Ben bu konuyu ayrıca detaylı bir şekilde ek bir kategoride ele almak istiyorum. Çok faydalı bir konu olacak bence, bu zamana kadar adam akıllı hiç bir blog sayfası ve web sayfasında bu konuya böylesine bir değer verilmemiş, ben yapmaya çalışacağım. Bakalım neler olacak… Aslında bu yazımız biraz yarım kaldı gibi, son olarak Adsense’te hangi reklamın ne kadar getirdiğini ve ortalama olarak bir tıklamanın ne kadar olabileceğini asla kestiremeyiz diye düşünüyorum. En azından ben 8 yıldan beri araştırıyorum bu tip konuları, hiç rastlamadım buna. Neyse, bir sonraki yazılarımda daha detaylı bilgilerle görüşmek üzere…

Ziyaretçi sayısı ne kadar önemli?

Blog yazarları durmadan düşünürler, eleştirirler ve görürler ve son olarak da bunları sözcüklere dökerler. Adı üstünde; blog yazarı… Şöyle düşünebiliriz, her hangi bir gazetede yazan köşe yazarları gibi. Evet, blog sayfalarımız bizler için küçücük bir köşeden ibaret ama gazete ver dergilerden çok farklıdır. Kimse bize şu konuda yazacaksın demez, şuna şuna laf etme, bunu yazarsan işine son veririm demez. Bu yüzden kendi özgür köşemizdir burası. Dilediğimiz şeyi yazmakta özgürüz…
Peki yazdıklarımızın ne kadar okunduğunun, ilgi çektiğinin önemi yok mu? Sadece yazar ve öylece bırakır mıyız? Hayır, kesinlikle böyle değil. Bütünüyle paylaşmak ve onlarca, yüzlerce hatta binlerce insana ulaştırmak isteriz yazdıklarımızı. Bunu başarabilmek tahmin ettiğiniz gibi çok kolay olmuyor ne yazık ki. Hatta bazı blog yazarları sırf sabretmedikleri için istedikleri değeri göremiyorlar ve bu yüzden de çok erken pes ediyorlar. Bir çok yazımda ifade etmiştim, bu işin en can alıcı noktası sabretmek diye.
Çok mu önemli bu, ister okusunlar ister okumasınlar? Evet, önemli; kim yazdıklarının sadece kendisi tarafından okunmasını ister ki ya da hangi blog yazarı özene özene sıraya dizdiği sözcüklerin sadece kendisinden başkasının okumamasını ister ki? Eğer bunu isteseydi zaten bir blog yazarı olmazdı; geceliğinin içinde çayını yudumlarken renkli kalemi ve kokulu sayfalarıyla ona bakan defterine güncesini not düşerdi. Ziyaretçilerimiz önemli, sayılar daha önemli. Ne kadar çok olursa okurlarımız o kadar sıkı bağlanırız yazmaya. Daha gerçekçi olur ve daha kaliteli makaleler çıkarırız. Bunun en etkili yolu ziyaretçi kazanmaktan geçiyor.

Ne kadar ziyaretçimiz olmalı ya da ne kadar ziyaretçimiz olabilir, bunun tam bir cevabı yok. Yazacağınız konuların ilgi çekici olmasıyla alakalı da olabilir, insanlar tarafından en çok aranan ve okunmayı büyük bir sabırla bekleyen konular da. Peki en çok okunmak istenilen konular hangileri, bunu nasıl bilebiliriz ki? Bunun yöntemlerini de anlatacağım zamanla. Böyle bir yazıyla Ziyaretçi Sayısı başlıklı kategorimi açmak istedim sayfamda ve bunun önemine vurgu yapmak istedim.
Diğer yandan ziyaretçi sayımızın fazla olması gelir kapımızın anahtarlarından biri bence. Ben hemen hemen bütün yazılarımda blog yazarak gelir elde etme olayına vurgu yapmaya çalışıyorum çünkü tahmin ettiğim kadarı ile; blog yazan kişilerin çoğu öğrenci, ev hanımı, iş sahibi olmamış bireyler ya da paraya hiç ihtiyacı olmayan kimseler. Ben üniversite öğrencisi olarak bu sektörden az ya da çok bir gelir elde ediyorum ve bunun imkansız olmadığını görüyorum. Bilgilerimi bu alanda paylaşarak belki de ihtiyacı olan bir kişiye faydam dokunur diye düşünüyorum. Anladığınız kadarı ile ziyaretçi sayısının önemi burada yatıyor, bunu elimden geldiğince detaylandırarak ele alacağım. Bu sayfanın kurulum amaçlarından biri de bu… 

Google Blog Yazarlarından Ne İster?

Uzun zamandan beri ele almak istediğim bir yazı aslında “Google Blog Yazarlarından Ne İster?” sorusu. Bugüne kadar ertelendi hep; çeşitli aksaklıklar, istenmeyen olaylar filan derken bugüne kadar sarktı işte. Neyse, sanırım artık başlayabiliriz…

Google Blog Yazarlarından Ne İster?Fazla uzun yazarak ve fazla teknik laflar ederek sizleri sıkmak istemiyorum. Bu bakımdan aslında bir çok kişinin sayfalar dolusu yazdıklarını kısaca ve özet şeklinde yazmak istiyorum.
Google bildiğiniz gibi ülkemizin ve dünyanın en popüler arama motoru olarak piyasadaki yerini hala koruyor ve öyle görünüyor ki daha nice yıllar da bu ününü koruyacak gibi. Google’ın bizim için önemine Google ve Blog Yazarları başlıklı yazımda değinmiştim. O yüzden bu kısımları atlıyorum. 
Temel Nokta Google’ı Anlamakta Yatıyor!Google’ın biz blog ya da web sitesi sahiplerinden istediklerini anlayabilmek ve açıklayabilmek için şunu bilmek, kavramak ve geliştirmek gerekiyor: Google sadece bilgisayarınızı açtığınızda karşınıza çıkan bir arama motorundan ibaret değil! Google devasa bir şirket! Bizler de onun çalışanıyız.
Buraya kadar anlaşılmayacak bir şey yok sanırım; Google kesinlikle bu alanda patronumuz olarak yer alıyor ve kendisi de bize sanki gerçekten iş vereniymiş gözüyle bakıyor; bazen eziyor, bazen mükafatlandırıyor, bazen işten atıyor, bazen sinirlenip her şeyimizi elimizden alıyor! İşte Google bu arkadaşlar!
Şimdi asıl önemli olan kısma yani temel noktanın tamamen nerede yattığına gelelim. Eğer Google bir şirket ise ve bizim tanımımızla bir PATRON ise, düşünelim; Bir iş yerinde patronlar çalışanlarından ne isterler? Sıralayacak olsak günler yetmez ama yine de bir kaç tane sıralayalım: çalışmak, iyi çalışmak, çok çalışmak ve çok çok çalışmak!
Çalışmak derken içi boş bir çalışma değil tabi, her ne kadar işçi patron analojisi yapsak da, durumu biraz farklı olarak ele almakta yarar var. Google’ın politikalarını iyi incelemek gerekiyor, bu bağlamda bir arama motoru halka ne vermek ister? Kendisine sorulan içeriği en hızlı, en doğru ve en iyi sonuçlarla soran kişiye sunmak ister. Anlayacağınız blog yazarları için de bu geçerli.
Eğer amacımız Google’dan az ya da çok ziyaretçi çekmek ise; bunu yapmalıyız. Halkı kandıracak, yalan yanlış bilgilerle onları sayfamıza yönlendirecek her türlü içerik sunmaktan kaçınmamız gerekiyor. Ayrıca güncel olanı sunmak, gündemi takip etmek, bugün konuşulanları yazmak ve bunları ziyaretçilerimize en iyi şekilde sunabilmek. İşte bütün mesele bu! Eğer Google’dan medet umuyorsak, ona istediğini vermek zorundayız; kaçış yok! Aksi halde patron kızar..!